21 Mart 2013 Perşembe

Hamileyken hep merak ettiğimiz şey; uslu bir bebeğim olacak mı?

Bir düşünün; gece gündüz hiç uyumadan avazı çıktığı kadar ağlayıp bağıran hem kendi perişan olan hem de anne başta olmak üzere tüm ev halkını perişan eden bir bebek.
Çok zor olsa gerek.

Ancak bu durum, tahmin edildiği gibi bebeğin karakterinden değil aksine İnfantil Kolik denilen melet bir hastalıktan kaynaklanıyor olabilir.

Peki nedir bu İnfantil Kolik?

İnfantik Kolik, süt çocukluğu dediğimiz döneminde sıkça görülen ve neden olduğu konusunda net bir teşhis koyulmamış bir sendromdur. 0-3 aylık bebeklerde olan en az 3 hafta süreli ve haftada 3 günden günde ise 3 saatten fazla sebepsiz yere ağlama nöbetleridir. Görülme sıklığı % 10 ile %40 arasında bir oranda değişmektedir. Huzursuzluk ve ağlama nöbetleri günün belli saatlerinde olacağı gibi genellikle öğleden sonra ve akşam saatlerinde yoğunlaşır.Bebeklerin %50'ye yakınında belirtiler 3 ay içinde kaybolurken, % 40'ında 6. aya, % 10'nunda bir yaşına kadar sürebilmektedir.
Bu sendromun kesin nedeni belli olmasa bile; annenin beslenmesindeki inek sütü, lahana, karnıbahar, turunçgiller, çikolata ve kahve gibi gıdaların kullanılmasının infalik kolit'i artırdığı sanılmaktadır. Ayrıca, sigara kullanımının da bu anlamda bir etkisi olabileceği gibi zaten gebelikte ve emzirme döneminde sigaranın bebek üzerindeki zararlarını  gayet iyi biliyoruz.

Ve en önemlisi annenin yaşadığı stres!! Bebekler henüz gelişmemiş nörolojik sistemleri nedeniyle ağrı duyusuna karşı daha duyarlıdırlar ve bağırsak gerilmelerinde daha fazla tepki vermektedirler. Bu nedenle, gebelik döneminde stres yaşayan, gergin bir ruh halinde olan annelerin bebeklerinde de bu sendroma sıkça rastlanmıştır. 

Bu bilgiler ışığında yapmamız gerekenler;

  • Hamilelik döneminde beslenmemize dikkat etmemiz. Kahve, çikolata gibi kafein içerikli gıdaları dozunda tüketmek
  • Ne hamilelik döneminde ne de sonrasında asla sigara içmemek,
  • Gebelikte karın kısmının sıcak tutulması, soğuğa maruz kalmamasına özen göstermek de önemli olabilir. 
  • Hamilelik döneminde (hormonlardan dolayı) zor olsa da konu ne olursa olsun gergin ve stresli olmamak,  bu negatif duyguları hissettiğimiz zaman bebeğimizi düşünerek ruh halimizi düzeltmek,

Her gün banyo ve güzel bir masaj....

Özellikle İnfalit Kolik sendromu olan bebeklerin loş bir ortamda uyuması önemlidir. Bu sancılar sırasında, bebeğin hafifçe sallanması,ninni söylenmesi ya da rahatlatıcı bir müzik dinletilmesi bebeği rahatlatabilir. 
Rezene, anason, nane çayları da çözüm olabilir.


Ayrıca her akşam uyumadan önce yapılan ılık bir banyo ve karnına saat yönünde yapılan masaj da hem rahatlamasını hem de daha sağlıklı bir uyku çekmesine yardımcı olacaktır.


18 Mart 2013 Pazartesi

19. Hafta; tüm duyularımla  bir işaret bekliyorummm...

Ve 19. haftaya girdik; hafta hesabını bırakıp ay hesabından bakarsak  bu hafta 5. ay'a girmiş bulunmaktayım.


Gebelik kıyafetlerine tümüyle artık geçtim. Eski kıyafetler seneye görüşmek üzere dolaplara kaldırılmayı bekliyor. Ancak, ben nedendir bilmiyorum enerji konusunda çok zorlanmaktayım. Gebelikten önce de enerji deposu olduğum söylenemezdi ama özellikle iki haftadır sanıyorum geceleri ya tuvalete çıkmak için  ya da el ve ayaklarımda sızı hissettiğim için ya da kabus gördüğüm için sık sık uyandığımdan  gündüzleri gündelik işlerimi bitirmek için yeterli enerji bulamıyorum. Ve tavşan uykusu gibi  gün içinde uyurken en ufacık bir ses duyduğumda hemen uyanıyorum ve sonrasında uykuya tekrar geçmem çok zamanımı alıyor. Galiba, gebelikte yaşanan bu uyku sorunları doğumdan sonra gece kalkmalar için şimdiden beni alıştırmaya başlıyor. Biraz erken olmaya başladığını düşünüyorum; bir kaç ay daha güzelce uyusaydım keşke...
Bu enerji düşüklüğünü düzeltmek için ben de kahvaltıda bolca bal ve ceviz yemeye başlamadım. Hala devam ederse, tabi ki 21. haftadaki detaylı ultrason muayenesinde doktoruma danışacağım.

Gelelim gebelik kıyafetlerine.... İtiraf etmek gerekirse, Türkiye'de olan hiç bir markayı sevemedim. Yurt dışına da bu aralar çıkma şansım olmadığı için maalesef buradakilerden bir seçim yapmak zorunda kaldım.

Öncelikle mevsimin bahar olması da göz önüne alındığında likralı, uzun ya da kısa kollu üzerinde esprili resimlerin yer aldığı tişörtlerin gerçekten kurtarıcı olduğu kadar hoş göründüğünü düşünüyorum. Ayrıca, göbeğinizi ortaya çıkardığı için dışarıda insanlar sizin kilolu değil de hamile olduğunuzu bir bakışta anlayabiliyor ki bence bu moral açısından önemli.
Eğer boyunuz uzunsa jean salopetler de hamilelere çok yakışıyor. 

Havalar daha da ısındıkça giyebileceğimiz askılı ve straplez hamile elbiselerinin de çok şık olacağını düşünüyorum. Üstelik, ayaklarımızın şişmesiyle içine bir türlü giremediğimiz babetlerin yerini alan sandalet ve terlikler de kötü gün dostlarımız olacaktır. 



Bebeğime gelince ise;
Bu haftadan itibaren keratadan sadece tekmesini hissetmeyi  dört gözle bekliyor oldum.
Artık hareketlerini hissedebileceğim haftalara girdiğim için bu hissi yaşamak için sabırsızlanıyorum. Bazıları kelebek kıpırtısı gibi dese de bazıları bildiğim kendi ölçülerine göre şiddetli sayılabilecek bir tekme diyorlar. Ve bu hissiyattan bebeğin ne kadar hareketli ve enerjik olacağını da öngörebileceğimizi söylüyorlar. Bakalım, bu his nasıl bir şey olacak? Sizlerle de paylaşacağım.
Hadi oğlum; anneciğin heyecanla bekliyor ilk tekmeni. Annelik böyle garip isteklerin olduğu bir şey olsa gerek :)