28 Mart 2013 Perşembe


Ve 20. Hafta bitiyorrrrr!!!

Evet gebeliğimin bu hafta itibariyle yarısına geldim. Bu süre içinde;
  • Kimi zaman doymak bilmez bir iştah,
  • Ve sonucunda toplam 7 kilo,
  • Kronik bir yorgunluk hali,
  • Yemeklerden hemen sonra acayip bir mide yanması,
  • Kocaman ve şiş ayak ve eller,
  • Artık büyüyen bir karın,
  • Şişman değil hamile olduğumu gösterme amaçlı olarak üzerinde komik bebek resimlerinin olduğu tişörtler,
  • İnce saç telleri,
  • Dengesiz bir ruh hali, sahip olduklarım.
Bunlar sadece 4 ay sonra bebeğime kavuşmanın şu ana kadar olan bedelleri olduğundan bunlarla yaşamaktan bazen şikayet etsem de genel olarak mutlu olduğumu söylemek isterim. 

Kimi zaman, özellikle en yakınımda olan eşimden işlerinin yoğunluğu sebebiyle ilgi görmediğimde çok üzülüp ağlama krizlerine girsem de, bunun geçici bir süreç olduğunu, bir bebek sahibi olacağımı düşünüp eski ruh halime dönmeyi başarıyorum.

Hormonlar bize karşı zalim bu dönemde....

Gebelik döneminde yeni bir yaşam şekline uyum çabasından kaynaklanan stress huzursuz ve mutsuz hale getirebiliyor. Bu dönemde yükselen hormon seviyeleri depresyona yol açabilir; mutsuzluk, alınganlık,kaygı, stres ve takıntılar görülebilir. Anne adayları  ya bebeğime bir şey olursa ya ona zarar verirsem gibi endişeler taşırlar.Çalışan anneler kariyerleri ile ilgili endişe duymaya başlayabilirler. Bir bebeğe sahip olmanın hayatlarındaki bir çok şeyin sonu olduğunu düşünebilirler. 

Ben de aynı duyguları yaşıyorum. Elbette depresyonda değilim, ancak ruh halim dalgalı diyebilirim. İlk 3 ay daha şiddetliydi. Ben ve eşim her ne kadar hamileliği istesek de özellikle ben iş değişikliği yapmayı planladığım için bir ya da bir buçuk yıl sonra bu süreci yaşamak istiyordum. Yeni işime başlamama tam bir hafta kala hamile olduğumu öğrenince bir anda kendimi evde buldum. Bunun burukluğumu yaşıyorum. Kariyer ve çocuğa maddi açıdan da yetememe endişesi gizli saklı duruyor bir yerlerde.... Elbette üniversiteden beri sürekli çalışmış bir kadın olarak evde oturuyor olmaktan da sıkılıyorum.  Bütün arkadaşlarımda tüm gün çalıştıkları için ve eşimin de bir reklamcı olarak işi başından aşkın olduğundan kendimi yalnız hissettiğim anlar çok oluyor.İlk 3 ay gerçekten buna adapte olamadım. Yavaş yavaş zamanımı efektif kullanarak en azından yapmak istediğim şeyleri bu döneme sığdırmaya çalışıyorum.
Yaklaşık iki yıldır sürünen romanımı bitirmek ve Fransızca öğrenmek gibi...
Bu iki hedefi tutturmak için ciddi anlamda kanalize olmam gerekiyor farkındayım genel olarak da yapıyorum ama bazı günler hem fiziksel olarak yorgunluğum hem de psikolojik olarak kendimi kötü hissettiğimden kimi zaman kaytarmış oluyorum.
Bu da özellikle yazmayı seven benim için sanki görevimi yapmamışım gibi bir suçluluk duygusu duymama neden oluyor.
Ama inanın böyle dengesiz hormon seviyeleri döneminde konsantre olduğunuzda çok güzel yazabiliyorsunuz :)

Gelgelelim bebişeeee.....

Bebişim yaklaşık olarak  14-16 cm ve 250-300 gr oldu. Bu haftadan itibaren 5 yaşına kadar olacak beyin gelişimi başladı. Bu yüzden bolca balık, ceviz ve yeşil yapraklı sebzeler yeme zamanıdır. Artık koku, tat, işitme ve dokunma duyuları oldukça aktif. 
Dışardan gelen sesleri duyup kimi zaman korkabiliyormuş miniğim :(
Işığa karşıda duyarlılığı artmış durumda.
Ve hareketleri hızlanmış ve bu hareketlerin şiddeti de artmış.
Geçen hafta yazdığım gibi, arada bir tekme atışı gibi bir hareketle sarsılsam da henüz emin değilim hanımlar. Bu nedenle bu hafta bu duyguyu net olarak tarif edemeyeceğim.